1930 yazında, Edward Hopper ve eşi, Cape Cod, Massachusetts'teki Güney Truro'da bir kulübe kiraladılar. Provincetown sanat kolonisinin yakınında yer alan Truro, İç Savaş'tan sonra kademeli olarak düşüşe geçene kadar devamlı gelişen bir balina avcılığı köyüydü. Hopperlar geldiğinde, yarısı Portekiz kökenli olan 541 kişilik bir nüfusa sahip, küçük ve izole bir köydü. 1937 tarihli bir seyahat rehberi, Truro'nun "sessiz sadeliğini ve kalabalıktan bağımsızlığını yaratıcı çalışma için uygun bir ortam bulan bir sanatçı ve yazar kolonisini cezbettiğini" ve "Pelerin'deki başka hiçbir yerin folklor ve keskin efsane açısından daha zengin olmadığını" belirtiyor. Bu nitelikler, Temmuz 1934'te orada bir stüdyo ev inşa eden ve hemen hemen her yılın altı ayını geçirdikleri Hopper'lara çekici geldi.
Cape Cod Evening, Viktorya dönemine ait bir evin ön kapısında oturan ve kompozisyonun tam orta ön planında, göğsüne kadar çimenlerin arasında duran bir adam tasvir ediliyor.
Köpeğin dikkati sağında görünmeyen bir varlığa perçinlenmiş ve sahibini görmezden geliyor.
Bir kadın, kollarını göğsünde kavuşturmuş, geri çekilmeyi ve savunmaya geçmeyi simgeleyen bir hareketle adamın arkasında duruyor. Üzerine sıkıca oturan elbise, kadının tıknaz figürünü vurguluyor.
Sahnenin birkaç yönü rahatsız edici: Hopper'ın resimlerinin insan kahramanları için tipik olan erkek ve kadın -muhtemelen bir çift- bencildir ve birbirlerinin varlığından habersizdir; kesilmemiş çimenler ve çekirge korusu, bakımlı evin karakterini bozar; köpeğin tetikte duruşu, yakın bir tehlikenin habercisi gibi görünür; ve akşamın ilerleyen karanlığı melankolik bir ruh hali verir.
Cape Cod Akşamı, Hopper'ın sayısız Cape Cod konusu arasında en iyi bilinenlerden biridir. Resmin doğuşu son derece iyi belgelenmiştir. Sanatçının eşi, Hopper'ın eserlerinin kayıt defterinde bunu şöyle anlatıyor:
‘’Cape Cod Akşamı". 76.2 x 101.6 cm, Temmuz 1939'da bitti. Beyaz ev; yeşil ağaçlar; uzun ve soluk sarı çimenler… Kadının elbisesi şişe yeşili, ağaçlar gibi. Köpek; kahverengi, karnı, göğsü ve kuyruk ucu beyaz. Genç adamın beyaz gömleği, siyah pantolonu, sarı saçları var ve çok bronzlaşmış - yakışıklı bir İsveçli. Evin temeli kırmızı. Ağaç gövdeleri ise buzlu cam gri.
Eser "Whippoorwill" olarak adlandırılacaktı."
Hopper'ın arkadaşı matbaacı Richard Lahey, Cape Cod Akşamının nasıl çizildiğini anlattı ve kompozisyonun gelişimi ile ilgili ek bilgiler verdi:
‘’Edward kompozisyonu çok iyi oluşturmuş ve köpeği de kompozisyona başarılı bir şekilde yerleştirmişti. Bir gün Truro Kütüphanesi'ne gitmeye ve hatalı olmamak için ansiklopedideki köpeğin fiziksel kimliğini kontrol etmeye karar verdi. Truro'da gerçek bir kömür ocağı köpeği yoktu ya da en azından dikkatini çekmemişti. Kütüphaneden yetersiz bilgilerle geri döndüğünde arabayı park etti ve küçük bir mucize oldu. Tam da istenen türden bir köpek öndeki park edilmiş arabadan çıktı. Annesi alışveriş yapmak için yakındaki mağazaya girerken bir çocuğu vardı. Jo (Edward’ın Eşi), çocukla ve köpekle arkadaş oldu. Edward eskiz defterini ve kalemini çıkardı ve Jo, köpeği okşayarak tutarken ikilinin eskizini çıkardı.’’
Hopper ise resim hakkında bazı bilgilendirici yorumlar da yaptı:
‘’Bu yer, bir yerin transkripsiyonu değil, civardaki şeylerin eskizlerinden ve zihinsel izlenimlerinden bir araya getirildi. Çekirge ağaçları korusu, yakınlardaki ağaçların eskizlerinden yapıldı. Mesela evin kapısı buradan değil, yaklaşık yirmi mil uzakta Orleans'tan geliyor. Figürler neredeyse tamamen modelsiz yapıldı. Yaz sonunda veya sonbaharda stüdyomun penceresinden kuru, savrulan çimenler görebilirsiniz. Kadında, Cape'de çokça bulunan Fin tipinin geniş, güçlü çeneli yüzünü ve sarı saçlarını elde etmeye çalıştım. Adam koyu saçlı bir yankee. Köpek ise bir şey dinliyor, muhtemelen bir kırbaç kuşu sesi…"
Hopper'ın birçok resmi gibi, Cape Cod Akşamı da önceden tasarlanmış bir kompozisyon değil, uzun bir müzakere sürecinin sonucuydu. Evrimi, hayatta kalan hazırlık çizimlerinde izlenebilir.
Başından beri Hopper, resmin alt yarısını kaplayan çim alanı, sağ üst kadranda yer alan ev ve sol üst kadranda çekirge korusu ile kompozisyonun ana bileşenleri hakkında temel bir anlayışa sahipti. Tuvale aktarılmak üzere bloke edilmiş bir eskizde nihai düzenlemelerine ulaşmadan önce figürler için bir dizi farklı konum denedi. Son eskiz ile tablo arasındaki tek önemli fark, evin ikinci katında pencerelerin yerleştirilmesidir. Lahey'in ima ettiği “değişen düzenleme kompozisyonu”, kadının elbisesinin uzunluğu, sağdaki pencere gölgeliği ve ağaçların yerleşimi gibi daha az göze çarpan değişiklikleri içermiş olmalı.
Hopper, resimlerinin anlamı hakkında herkesin bildiği gibi ketum olan içe dönük bir bireydi. Cape Cod Evening, en karakteristik motiflerini ve temalarını içeren olgun çalışmasının temsili bir örneğidir. Diğer Cape Cod konuları da dahil olmak üzere birçok resmi gibi, sahne, hem başlıkta hem de ışık kullanımıyla belirtilen günün belirli bir saatinde gerçekleşir. Mimariye hayrandı ve binalar, resimlerinin çoğunda ya konu olarak ya da birincil aksesuar olarak önemli bir rol oynuyor. Cape Cod Evening'deki erkek ve kadın kahramanları ayıran psikolojik izolasyon, Hopper'ın işlevsiz cinsel ilişkileri ima eden gizemli, yarı-anlatısal konulara olan tutkusunu yansıtıyor. Yine Hopper'ın tipik özelliği olan tablonun uğursuz ambiyansı çağdaş kara filmden etkilenmiş olabilir.
Belki de resmin en çarpıcı yanı, Hopper'ın tamamen görsel yollarla bu kadar güçlü bir ses çağrışımı elde etmesidir. Köpeğin sivri kulakları uzaktan bir şey duyduğunu gösterirken, insan kahramanlar kendi akıllarının ruminasyonlarına odaklı, dikkatsiz ve kayıtsız görünüyorlar. Hopper, köpeği araştırmak için Truro Kütüphanesi'ne yaptığı gezi sırasında, muhtemelen, türün alışılmadık derecede itaatkar olduğunu okudu. Ancak Cape Cod Evening'de, köpek çobanaldatan Whippoorwill kuşuna odaklanıyor ve sahibini görmezden geliyor. Görünen o ki, köpek bir an için vahşi doğanın çağrısına kapılıyor ve bağlılıklarını ihmal ediyor.
Hopper, izleyiciye insanlığın doğayla ve insan doğasının kendisiyle ilişkisi hakkında genel olarak karamsar, şüpheci bir tutum sergileyen, dikkatle düzenlenmiş uyumsuzluklardan oluşan bir bütün sunar. Çevresindeki dünyadan imgeler seçmiş olsa da, yalnızca yüzeysel olarak gerçekçidir. Başlangıç noktası, dış görsel gerçekliği ele almak ve onları "zihinsel izlenimlerine" dönüştürmektir.
Comments