Graffiti sanatıyla dikkat çekip, 80'lerde uluslararası bilinirliğe sahip ilk Afroamerikan ressam olan Jean-Michel Basquiat pop art temeliyle dışa vurumculuğubenimsemiştir. Basquiat, Manhattan sokaklarının duvarlarına resimler çizmiş daha sonra bunları tişört ve kartpostallara uygulayarak New York'ta satmıştır. Başarısı ününün yayılmasına sebep olurken, Basquiat aslında herhangi bir tarzı benimsememiştir. Ressam ya da sanatçı olma kaygısı da yoktur. Basquiat tam anlamıyla unutulmaya yüz tutmuş soyut ve somut nesneleri karalayarak dünyaya yaymıştır.
Sokaklarda yaşayan Basquiat, Amerika'nın en ünlü insanı olduğunda da şöhreti hiç önemsememiş ve yaşamında olağanüstü değişiklikler yapmamıştır. Sokak sanatı fikriyle devam eden Basquiat'i sert ve zor sokaklar bitirememiştir ama uyuşturucu alışkanlığı kendisinin 27 yaşında ölmesine sebep olmuştur. Andy Warhol hayranlığıyla da bilinen Basquiat, sanatçıyla tanışmış ve beraber birçok çalışma yapmışlardır. Bohem çevreyle madde kullanımını daha da arttıran Basquiat'i iyice bağımlı yapan olaylardan birisi de Andy Warhol'un ölümüne duyduğu derin üzüntü olmuştur. 1996 yapımı Basquiat (Şöhretin Bedeli) filmi, Basquiat'ın şöhrete giden yolda başına gelenleri anlatan sinema filmi olarak gösterime girmiş ve bugün Basguiat'ın bir belgeseli olarak arşivlerde yer almıştır.
Comments